Ölüm üzerine

1 dakika

Bir gün öleceğim! Bu metni yazan da okuyanlar da beğenenler de ölecek. Ölüm bu kadar olağan, hatırlamayı ertelememize rağmen. Sonra ne olacak? Eğer dünya topraklarında iz bırakmamış isen. hiç bir şey. İzlerini rüzgar silene değin hatıran, boyasını nem silene kadar mezar taşında ismin kalacak. Ahirete inanıyor musun, yoksa inandığını mı zannediyorsun? Ahiret, ahir yani son kelimesinden türemiş. Hani dünyada iz bırakamayacak isen de heybeni yeni dünyan için doldurabileceğin bir şans var. Adı ahirettir. Ehli tasavvuf ölümü hatırlama anlamına gelen tezekkür-ü mevt için inovatif yöntemler geliştirmişler. Kimi evinde bir odaya tastamam mezar kazdırıp zaman zaman içinde uzanmış, kimi kefenini hazırlatıp evinde içine girmiş. Kimi gece mezar aralarıda uyumuş… Yani ölümü simule etmişler, sınava iyi hazırlamışlar.  Öyle dini vecibelerimizi  her nasılsa yapıyoruz deyip geçiştirmemişler. İz bırakmışlar. İz olmuşlar. Doğrunun izinden gitmişler. Hakkı teslim edeyim, bu satırların yazarının dünyada dikili ağacı bile yok. Hep bostanlar ile geçiştiriyor…

Ölümü hatırlamak ağız tadını kaçırıyor ama inkar etmemek gerek, küçük şeylere takılmayı da engelliyor. Hatırladıkça daha çok tanıdık geliyor, Tüm zorluğuna rağmen. Ama parayla değil sırayla

Dedelerden miras değil torunlara emanet bu dünya.

Bu yazıyı yazarı sağken okuduysanız dua, ölü iken okuduysanız rahmet okuyunuz.

Posted from WordPress for Android